Hocaefendi’nin Cenazesinde Okunan Dua – 1

Hocaefendi’nin Cenazesinde Okunan Dua – 1
Mp3 indir

Mp4 indir

HD indir

Share

Paylaş

أَلْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَمينَ

وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ أَوْلاَدِهِ وَ أَزْوَاجِهِ وَ أَصْحَابِهِ وَ أَتْبَاعِهِ وَ أَحْفَادِهِ أَجْمَعِيـنَ

اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ، وَعَلَى إِخْوَانِهِ مِنَ النَّبِـيِّـينَ وَالْمُرْسَلِينَ، وَعَلَى الْمَلَائِكَةِ الْمُقَرَّبِينَ، وَعَلَى عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ مِنْ أَهْلِ السَّمَاوَاتِ وَأَهْلِ الْأَرَضِينَ رِضْـوَانُ اللّٰهِ تَعَالَى عَلَيْهِمْ وَعَلَيْنَا أَجْمَعِيـنَ

Bizleri İslam ile azîz, iman ile kerîm ve Nebîsi ile muhterem kılan; Merhum ve Muhterem Hocamıza talebe ve yol arkadaşı olmakla şereflendiren Rabbimize kâinatın zerrâtı ve mürekkebâtı adedince hamd ü senalar ediyoruz… Fahr-ı Kâinat Efendimiz Hazreti Muhammed’e, pırıl pırıl ehl-i beytine, tertemiz evlatlarına ve bütün ashâbına salât ü selamlarımızı gönderiyoruz…

“Yâ İlahel âlemin ve Yâ Ekramel ekramîn! Bizler asr-ı saadette bulunamadık. Efendiler Efendisi’nin mübarek huzurlarıyla müşerref olup, dizlerinin dibinde oturamadık. Ama bize Allah’ı, Resûlullah’ı, Kur’an’ı hatırlatan ve bütün güzellikleri öğreten bir güzel insanı tanıdık.

Sen O’nu bize lütfunla, kereminle yolumuzu aydınlatacak kutlu bir Rehber olarak lütfettin. Biz O’na “Hocamız” dedik, O’ndan hep “Hocaefendi” diye bahsettik ama O bizim kâmil ve mükemmil mürşidimiz, rehberimiz, ışığımız, yol gösterenimizdi. Düştüğümüzde kaldıranımız, sürçtüğümüzde elimizden tutanımızdı. 

Ey Lütfu engin, Keremi bol Rabbimiz! O bize Seni, Kitab’ını ve Resûl-i Ekrem’ini tanıttı. Efendimiz’in “İnsanlığın İftihar Tablosu” olduğunu O’ndan öğrendik. Nebiler Serveri’nin kutlu yolculuğunu bize en iyi anlatan O’ydu. 

Sadece Allah Resûlü’nü tanıtmakla kalmadı; Saadet asrının birbirinden muhteşem tablolarını kürsüden ve minberden tıpkı bir sinema ekranı gibi gözümüzde ve gönlümüzde O canlandırdı. Sinelerimize Sahabe sevgisini O nakşetti. Hamza’nın yiğitliğini, Hz. Ali’nin şecaatini, Hz. Ebû Bekir’in sadakatini, Hz. Ömer’in adaletini O’ndan dinledik. Hz. Osman’ın nasıl bir haya insanı olduğunu anlatırken kendisi de kürsüde buram buram ter döküyordu. 

Hazreti Mus’ab’ı, Hz. Enes’i, Abdullah ibn Cahş’ı da radıyallahu anhüm ecmain bize O öğretti. Nesibe’nin ve Sümeyyenin kahramanlıklarını, büyük kadın Hz. Hatice’nin fedakârlıklarını, Hz. Fatıma annemizin çilesini ve hasretini de anlatan O’ydu. Bilal’in okuyamadığı ezanını, Ebû Akîl destanını gözyaşları içinde dinlemiştik. “Yâ lel-ensâr!” nidaları yürekleri hoplatırken, cemaatle birlikte cami duvarları da gözyaşlarına boğuluyordu. 

Ya Rabbenâ! Biz Rehber ü Rehnümamız’dan fedakârlığı, cömertliği, hasbiliği, diğerkâmlığı, şefkati, re’feti, mülâyemeti öğrendik. “İyi insan” olmanın bütün hususiyetlerini, yaşadığı hayatla bizlere gösterdi.

Mefkûre insanı olmayı öğretti bize. Müslümanlığın sadece ibadetlerden ibaret olmadığını, dava düşüncesiyle ömür boyu koşturmak gerektiğini belletti. “Nâm-ı Celîl-i Muhammedî’yi güneşin doğup battığı her yere götürmeyi” bir gâye-i hayal olarak önümüze koyarken en önemli referansı şanlı tarihimizdi. Yılmak, yorulmak bilmeyen dava adamı olmanın ne olduğunu o tarihin şeref levhalarını dinleyerek anladık.

“Yaşatmak için yaşamak” olarak özetledi mefkûremizi. “İnsanlarla Allah arasındaki engelleri kaldırıp onları Rabbileriyle buluşturmak” olarak tarif etti vazifemizi.

Ey Yüceler Yücesi Rabbimiz! Hocamız bizlere İslam’ın sevgi ve merhamet dini olduğunu anlattı yılmadan, yorulmadan. Allah yolunda hizmetin gerçek manasını kavrattı. Her türlü şiddete, anarşiye, teröre ve kanunsuzluğa İslam’ın kapalı olduğunu kalplerimize ve kafalarımıza kazıdı. Başkaları için yaşamanın lezzetini tattırdı bize. 

Selefe saygıyı da biz O’nda gördük. Edebin, terbiyenin ne olduğunu ilk O gösterdi. Allah Resûlü’nün mübarek adını her andığında yerinden doğrulan O’ydu. Sahabeden, tabiûndan ve selef-i salihinden bahsederken kelimeleri nasıl hassasiyetle seçtiğine şahit olduk her seferinde. 

Allah karşısında konumumuzun ne olduğunu O hatırlattı. Gecelerin içindeki sırlardan bahsetti bize. Dua dua yalvarmayı, kasıkları çatlarcasına dua etmeyi, seccadelerde kıvranmayı anlattı. Bize “teheccüd”ü O öğretti, gözyaşı gerçeğiyle O’nun sayesinde tanıştık.

Ya Rabbi! Biz O’nun ilmine, irfanına, ameline, aksiyonuna, heyecanına, gözyaşına, milleti ve tüm insanlık için çektiği ızdıraba, uykusuz gecelerine, kulluktaki derinliğine, kul hakkına karşı hassasiyetine, ve daha nice güzelliklerine şahit olduk. O tıpkı bizlere sevdirdiği Habîb-i Edîb’in gibi “Hulukuhû’l Kur’ân” ifadesinin ete kemiğe bürünmüş müstesna bir örneğiydi.

O bütün bir hayatı Sen’i ve Efendimiz’i insanlığa tanıtmanın heyecanıyla yaşadı. 86 senelik hayatında dünya zevki namına hiçbir şey tatmadı. Hep çile ve ızdırap yudumladı ama hiç gam izhar etmedi. En ağır iftiralara, en insafsız ithamlara, can yakan ihanetlere maruz kaldı ama yine de her zaman bir paratoner gibi önümüzde dimdik durdu. Kendisini değil, hep bizleri düşündü. Son senelerde ızdırabı katlanarak büyüdü. Zulme, tenkile, iftiraya maruz kalan yüzbinlerce masumun iniltileri onun kalbine hançer gibi saplandı. Aldığı her yeni zulüm haberinde iki büklüm oluyordu. Kardeşlerinin ızdırabına ağlamaktan gözyaşları kurudu. Zulmün bitmesi, bütün mağdur, mahpus ve muztarr kardeşlerimizin selamate ermeleri için hep dua etti, bizden de bir an bile duadan dûr olmamamızı istedi.

Hocamız her zaman ızdırapla iki büklümdü ama en ciğer-sûz hadiseler karşısında bile hiç sarsılmadı, ümidini kaybetmedi, ortaya koyduğu Peygamberâne duruşla yüzbinlere ümit kaynağı oldu. 

Ey Rabbimiz! Biz inanıyor ve ümit ediyoruz ki Hocamız bu dünyanın mihnetinden, sıkıntısından kurtuldu ve Sen’in Firdevs’inin ferah-fezâ en âli makamlarında çok sevdiği Efendimiz’le ve ruhunun enîsi dostlarıyla berabardir. Ne olur Ya Rab! O’na hep rahmetinle muamelede bulun..  Ne olur, bizlere burada O’nunla olma şerefini yaşattığın gibi orada da-cennette-Efendimizin yanında tekrardan buluşmayı nasip eyle. 

Onların himmetini, tasarrufunu üzerimizden eksik etme… Kalbî irtibatımızı kuvvetlendir. O’nu daha iyi anlamayı, mefkûresini kavramayı, söylediklerini idrak etmeyi ve gereğince amel etmeyi bizlere nasip eyle. Bir ömür sahip olduğu hissiyatına, derdine, ızdırabına ortak olabilme şuuruna bizleri ulaştır. Gösterdiği istikamette son nefesimize kadar koşmayı bize nasip eyle: onun yolundan, izinden bizi ayırma.

Bizleri her türlü şahsi hesaptan, dünyevilikten ve nefsânilikten muhafaza buyur. Bıraktığı emaneti kirletmeden, lekelemeden, samimiyetle, uhuvvetle ve tesanüdle taşımaya ve gaye-i hayâlini gerçekleştirmeye bizleri muvaffak kıl. O hayattayken bizden nasıl olmamızı ve ne şekilde davranmamızı istiyor idiyse, hep öyle olmayı ve o şekilde davranmayı bizlere müyesser eyle. Allahım! Kalplerimizin arasını te’lif buyur ve bizlere vifak ve ittifak bahşeyle.  Allahım! Katından bir güçle bizleri te’yid buyur, destekle.

Ey Kerîm Rabbimiz! O bizim muhterem Hocamızdı, kıymetli büyüğümüzdü, Hocaefendimizdi, mürşidimizdi, muallimimizdi, rehberimizdi…

Onu seven ve yolunu yol bilen milyonlar olarak bütün kalbimizle inanıyoruz ve ikrar ediyoruz ki O, vazifesini kâmilen yerine getirdi. Biz O’ndan razıyız, Sen de razı ol. Biz şahidiz Sen de şahit ol. Âmin.”

يَا قَاضِيَ الْحَاجَاتِ وَيَا مُجيبَ الدَّعَـوَاتِ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ ﴿ رَبَّـنَآ أٰتِـنَا فِي الدُّنْـيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ﴿﴾ رَبَّـنَا اغْفِرْ لي وَلِـوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ.﴾ إِسْتَـجِبْ دُعَآ ئَــنَا بِرَحْمَتِكَ يَآ أَرْحَمَ الرَّاحِمينَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلينَ ﴿﴾ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمينَ ﴿﴾ اَلْفَاتِـحَة